Kadınlar Konusunda Neden Başarısızsın? | YÜZDE1 ERKEK - Türkiye'nin Erkek Kişisel Gelişim Topluluğu

Kadınlar Konusunda Neden Başarısızsın?

Diğerin konularına bak: NİRVANA

NİRVANA

YBE Kurucusu
Yönetici
6 Haziran 2014
223
3
1,011
İzmir
yuzde1erkek.com
Bir olayı çözebilmen için o konu hakkında farkındalığa sahip olmalısın.

Bu sayede kendini analiz ederek yapman gereken tüm şeyleri öğrenmiş olacaksın. Bunu hayatının her alanına uygulaman gerekiyor.

Bu durumu hallettikten sonra göreceksin ki, çok zor olduğunu düşündüğün konuların çözümü çok daha basit olacak.

Şimdi gelelim ana konumuza:

Kadınlar konusunda başarısız olmanın genelde birkaç sebebi vardır.

1-) Özgüvenin

Özgüven, bu hayatta en önemli şeydir. İster 7 yaşında ol, ister 70 yaşında ol, her zaman gereklidir. Fazlası bile zararlı değildir (aşırı gereksiz cesurluğa kaçmadıkça).

Bir babanın evladına bırakacağı en güzel miras, "Sana köyden şu kadar arazi bıraktım, sana şu marka model araba bıraktım." demesi yerine,

"Ben seni özgüvenli yetiştirdim. Kimseye ihtiyacı olmayan bir birey olmanı sağladım." demesi çok daha önemlidir.

Çünkü bir adam özgüvensiz olursa, o parayı daha da büyütmek için risk alıp işlerini büyütmeye çalışamaz. O parayı kendi gelişimine düzgün bir şekilde harcayamaz.

Hırslı ve özgüvenli bir kişi değilse, o para bittikten sonra balon gibi olan özgüveni de patlar. Özgüven, adı üstünde öz (kendin demek) güven demektir.

Kendine güvenmek demektir. Bir işi yapabileceğine dair içinde oluşan inançtır. Kadınlar konusunda ise işin %80'lik kısmıdır.

Kadınlar konusunda özgüven meselesini çıkardığında geriye yıkık dökük harabe bir şeyler kalır. Özgüven, bu işin direğidir.

Bir binanın taşıyıcı kolonları gibidir. Sana kadınlar konusunda tavsiye verenler, eğer özgüven konusuna hiç değinmiyorsa, kesinlikle oradan uzaklaşman gerekiyor.

O tarz kişiler veya yerler, kesinlikle bu konuda bir şeyler bilmiyordur.

2-) Değersizlik Hissin

"Ben bu kıza yetemem."

"Bu kızın hesabını bile ödeyemem."

"Ben bu kızı elde edecek kadar yakışıklı değilim."

"Ben bu kızın arkadaşlarının bile beğeneceği bir adam değilim."

gibi düşünceler buna örnek verilebilir.

Bu değersizlik hissi varsa, aşman gerekir. Evet, geçmişte sadece bir erkek olmak bile yeterliyken, şu an biraz daha fazla uğraşman gerekiyor. Değersiz hissediyorsan, bunun için bir miktar haklı olabilirsin.

25 yaşına gelip ne giyinmeyi öğrenmişsen, ne sosyalleşmeyi, ne diksiyon konusunu, ne spor konusunu… Kısacası, kendine bir şey katmamışsan, vasat bir patates gibiysen, bu durum çok normaldir.

Hatta, "davul bile dengi dengine" her erkek her kadını elde edemez, maalesef. Herkes kendi dengiyle birlikte olması gerekiyor.

Manken gibi bir kadın istiyorsan, senin de ona verebilecek bir değerin olması gerekiyor. O masaya kadın güzelliğini ve gençliğini koyuyor.

Peki ya sen? Sen ne yapıyorsun? Ehöğğğh diye gülüyor musun? Aklına bir şey gelmiyorsa, kitleniyorsan, o zaman şu anki değerinle hak etmiyorsun demektir. Kendine değer katman gerekiyor maalesef.

Her şeyden önce egolu olmaman gerekiyor. Kendine bazı şeyleri kabul ettirmen gerekiyor. Dürüst olalım, her hafta 8/10'luk çıtır bir hatunla olsaydın, şu an bu yazıları okuyor olmazdın değil mi ? Keyfine bakardın.

Fakat, şu an bu yazıları okuyorsan, hayatında bir şeyler yolunda gitmiyor demektir. Bir yerde başarısız olduğun durum var. Önce bunu kabullen:

"Hiç kız arkadaşım olmadı."

"Milli olmadığım için kendimi ezik gibi hissediyorum."

"Ben de sevgili yapmak istiyorum ama aşırı tecrübesizim."

Bunu kesinlikle kabul etmen gerekiyor. Etmezsen, hiçbir zaman gelişemeyeceğinin ve istediğin hayatı yaşamayacağının %100 garantisini veriyorum.

Çünkü; ben bu işi yaklaşık 10 yıldır yapıyorum. Gerek koçluk gerekse özel mesajlar yoluyla 5000'den fazla insana birebir temas kurdum ve yardımcı oldum. Şu an bazı başarısız kişilere baktığımda, hala ama hala sorunlu olduğunu kabul etmiyorlar.

"Nasıl olur da ben kız tavlayamam? Nasıl olur da ben kızlarla sevişemem?" gibi triplere giriyorlar. Çünkü, profesyonel bir yardıma ihtiyacı olabileceğini kabullenemiyorlar.

Erkek egosuna zarar vermiş oluyor, zoruna gidiyor. İstediği kadınla birlikte olamamak, arkadaşlar ortamında diğer kızlarla muhabbeti açılınca herkes hava basarken, kendisi ezik gibi olmamak için yalan söylüyor.

Asıl eziklik, o ortamda yok diyebilmemek değil; başarısız olduğu düşüncesini bile kendine kabullendirmemesidir.

Her şeyin başı kabullenmektir. Allah korusun, siz kanser olursanız, doktorlar size:

"Sen kansersin kardeşim, kemoterapiye ihtiyacın var." dese ve sen de "Yok, öyle bir şey, ben kanser değilim " tedaviye ihtiyacım yok deyip diretirsen, ne olur?

Tabii ki öl*rsün. O yüzden kesinlikle bu konuda inatlaşmamalısınız.

Burada dikkat edilmesi gereken olay: Bir kadının ilgisi veya davranışları senin değersiz olduğunuzu göstermez. Senin değerin, kadınlar tarafından belirlenmiyor. Kız senin mesajınıza dönmedi diye sen değersiz değilsin.

Veya seni reddettiği için değersiz değilsin. Bunun muhakemesini iyice beyninizde yapabilmelisin.

3-) Yetiştirilme Tarzın

Bu, hayatındaki en önemli faktörlerden biridir. Yetiştirilme tarzın, birçok şeyin temelini oluşturur. Ailende gördüğün âdetler, gelenekler, yaşam biçimi ve çevren, karakterini ve düşünce yapını derinden etkiler.

Gerçekten doğru bir söz vardır: "Etrafınızdaki 5 kişinin ortalaması kadarsınızdır."

Örneğin, ailen dinine çok bağlıysa, cinselliğe karşı bir yargı oluşturman çok olasıdır. Cinselliği kötü bir şey olarak görmen, ona ön yargılı yaklaşman mümkündür.

Ama unutma, cinsellik bir erkek için yemek yemek gibi bir ihtiyacıdır. İşte tam bu noktada bir içsel çatışma yaşarsan, bu senin davranışlarına yansır.

Örneğin; bir kızla konuşuyorsun, ama o an, onu öpmen gerektiğinde bir türlü cesaret edemiyorsun. İçinde, sanki yanlış bir şey yapıyormuşsun gibi bir korku oluşur. İşte bu, içindeki zıtlaşmanın yansımasıdır.

Bu yüzden, 16 yaşından sonra, düşüncelerini kendin şekillendirmelisin.

Başkasının söylediklerini hemen kabul etme. Herhangi bir konu hakkında bilgi edinirken derinlemesine araştırma yap. Kendi düşüncelerini oluştur.

Örneğin, dini konularda herkesin söylediği şeylere kulak asma. Kendi araştırmanı yap, dört farklı kutsal kitabı oku ve sonra ne düşündüğüne karar ver. Hazırcılığa kapılma, kendi yolunu bul.

Bir erkek olarak, kendi düşünce yapını oluşturmalı ve kendini yetiştirmelisin.

4-) Geçmişteki Travmaların

Diyelim ki ergenlik dönemindesin, 14 yaşındasın, 7. sınıfta okuyor ve bir kıza çiçek verip çıkma teklifi ediyorsun.

Ancak, o da ne? Kız, çiçeği herkesin önünde yere fırlatıyor. Bu, hormonlarının zirveye ulaştığı dönemde yaşadığın bir travma olabilir. Üstüne birkaç başarısız deneme daha yaparsan, bu travmalar daha da derinleşir.

Lise dönemini ise tamamen kızlardan uzak bir şekilde geçiriyorsun. Ama şunu bilmelisin ki, yalnız değilsin. Bu durumu yaşayan sadece sen değilsin, başka erkekler de aynı ya da daha kötü deneyimler yaşamış olabilir.

Bu yaşadığın şeyler sadece geçmişteki kötü anılardan ibarettir ve senin bu konuda hiçbir suçun yoktur.

Çünkü suçlu değilsin, bu konuda sorumlu da değilsin. Çünkü sen, toplumsal programlanmaya maruz kaldın.

Etrafında bu işlerden anlayan kimse olmadığı için ya da söylemekten çekindiğin için, yardım almak da zor oldu.

Belki sorabileceğin birini buldun ama o da bu konuda tam bilgiye sahip değildi. Geçmişte, bu dönemi çocukken ve ergenlikte, televizyondan, aşk dizilerinden, filmlerden öğrendin.

Televizyonda gördüğün o romantik çiftleri hatırlayalım: Adam çiçekle kadını görmek için gidiyor, kadın gülümsüyor ve mutluluk içinde karşılık veriyor.

Adam, son dakikada gidip kadını öpüyor ve kadın yine gülümsüyor. Sonra çıkma teklifi ediyor, kadın yine kabul ediyor.

Ne güzel olurdu değil mi? Keşke hayat da böyle olsaydı. Ama işte gerçek hayat öyle işlemiyor. Eğer işler o kadar kolay olsaydı, şu an burada bu satırları okumuyor olurdun.

Ve işte burada 3 önemli hata var:

İlk buluşmada kıza çiçek veya büyük hediye almak.

Çiçek almak, "Ben seni elde etmeye yetecek kadar kendimi erkek olarak bulmuyorum, ama ilgini parayla satın almaya çalışıyorum" anlamına gelir.

Ayrıca, çok fazla resmiyet katmak, aşırı muhtaç olduğunu göstermek ve ilgi aşırılığı yapmaktır. Kadınlarla yapılacak tüm hataları burada yapmış olursun.

Son dakika öpücüğü.

Son dakikada kadını öpmeye çalışmak seni aşırı acemi ve korkak gösterir. Öpüşme, buluşmanın başından itibaren doğal bir şekilde gelişmeli.

Öpmen gerekiyorsa, buluşmanın ortasında, doğru bir zamanda yapmalısın. Son dakikada, kadının buna direneceğini unutma.

Çıkma teklifinin devri çoktan bitti.

"Çıkma teklifi" artık eski bir anlayış. Bu tarz ilişkilerde, ilişkinin kontrolü tamamen kadına geçer ve adeta tasma takmış gibi hissedersin. Bir erkek, bu duruma kesinlikle düşmemelidir. Bu konuya seninle daha sonra daha detaylı bir şekilde değineceğiz.




5-) Bağımlılıklar

Bugünün en büyük sorunu, maskülenlik, para ya da başka bir şey değil; asıl sorun bağımlılıklar. Bir erkeği mahveden, onun istediği hayatı yaşamasını engelleyen en büyük şey, bağımlılıklardır.

Bağımlılık, bir şeye bağımlı olmak demektir. Hayatını bir şeye göre yaşamak demektir.

Bu, özgür olamamak, sürekli bir şeye takılı kalmak demektir. Eskiden hapishanelerdeki mahkûmlara ayaklarına zincir takarlarmış. O zincir, bir adım daha atmanı engellerdi.

İşte bağımlılıklar da tam olarak budur. Gelişimini engelleyen, seni ileriye götürmeyen en büyük engelidir.

İster futbol takımına bağımlı ol, ister partilere, ya da p*rno bağımlısı ol. Hangi bağımlılığa sahipsen, hepsi seni geriye çeker.

Bağımlılıklar seni köleleştirir. Hangi yöne gittiğini unutursun, sadece o bir şeye takılı kalırsın. Özgürlüğünü kaybettiğinde ise, istediğin hayatı yaşamak, gerçek anlamda gelişmek çok zor olur.


6-) Konfor Alanı

Modern dünyada bir erkeğin gelişimini baltalayan en büyük engellerden biridir. İlk üçte yer alır.

Konfor alanı, beynin kendisini sözde "risklerden" korumaya çalıştığı ve tasarruf moduna geçtiği bir yerdir.

Örneğin, 2 yıllık bir motosiklet sürücüsü olduğunu varsayalım. Motosiklet sürmek ve viraj almak, senin konfor alanındadır. Artık yeni bir şey değildir.

Viraj alırken gazın nerede, frenin nerede olduğunu düşünmezsin bile. Çünkü bu hareketi iyice deneyimlemiş ve alışmışsındır; bu, senin için artık konfor haline gelmiştir.

Fakat, motosikletin ön tekerleğini kaldırıp tek teker yapmak istediğinde, İşte o zaman konfor alanından çıkıyorsun. Rutini bozmak demek, ezberin dışına çıkmak demektir.

Tabii, tehlikeli hareketleri denemek gerekmediğini de biliyorsundur. Ama bu örneği anlamlı kılmak adına verdim. Aynı şekilde bu durumu hayatına entegre etmelisin.

Örneğin, spor yapıyorsun ve 7-8 ay sonra gelişiminde duraklama görüyorsun. O zaman spor programını değiştirmekten çekinme. Alışkanlıklarından vazgeç ve yeni şeyler deneyimle.

Kadınlarla konuşmakta zorlanıyorsan, önce basit bir adres sorusu sor. Sonra konfor alanından çık ve örneğin, kolunda saat varken gidip saat sor.

Bunlar gibi küçük ama etkili adımlar, hayatına entegre etmen gereken şeylerdir.

Bu tarz adımlar attıkça, birçok şeyde çekinmekten vazgeçeceksin. Konfor alanından fırsat buldukça çıkmaya çalış.